ENES-ÖĞRETMENLER GÜNÜ VE HAYATA DAİR...
(hazır vaziyette servisinin gelmesini bekleyen okul çocuğu)
Enes cuma günü okuldan geldi.Servisten inerken camdan bakıyordum.Karanlıkta başının sarılı olduğunu gördüm.Ödüm patladı.Okulda başına bişey oldu da sargı beziyle bandajlandığını falan düşündüm.Öyle bişey olsa mutlaka haber vereceklerini de biliyorum.Eve kadar çıkmasına bile sabredemeden "Enes başına ne oldu?" diye camdan bağırdım.(Dur bi kadın.Çocuk eve gelsin.Anlarsın ne olduğunu ama olur mu?Camdan yetiştiriyorum...:( Enes de cevap vermedi zaten.Ben iyice merakla beklemedeyim.
Sonra oğlumu karşımda bu güzelliğiyle gördüm.

Meğer başındaki okulda yaptıkları tac mış.Ben ise karanlıkta neye benzettim.Çok mutluydu zaten.Bende kötü bişey olmadı için mutluydum.
Kasım ayının ilk onbeş günü öğretmen "erken yatmanın önemi ve faydaları" üzerinde durmuştu.Son onbeş günde de eve biri gülen,biri de ağlayan olmak üzere iki adet kartondan yapılmış pvc ile kaplanmış yüzler gönderdiler.Eğer her akşam 9.00 ile 9.30 arasında uyursa gülen yüzle,uyumazsa ağlayan yüzle ertesi günü okula göndermemizi istediler.Oğlum her akşam kurallara çok güzel uydu istenilen vakitte yattı.Her sabah mutluluk içerisinde gülen yüzü boynuna asıp servise bindi.Sadece bir gece; bana, "okulda bir arkadaşlarının öğretmene çiçek getirdiğini,kendisinin de götürmek istediğini" söyledi."Tamam" dedim.Ben birgün alır gelirim sen de öğretmenine verirsin.İlk önce kabul etti.Sonra vazgeçti.Kalktı evde çiçek arıyor.Hani şu vazo içerisine konulan süs çiçekler vardır ya...Bir baktım onun gül kısımlarından koparmaya çalışıyor."Enes yapma yavrum.O kopmaz.Alacağımı söyledim ya.Bak uyku saatin geçiyor".Yok.Enes dolap tepelerinde vazo içinden çiçek koparma derdinde..Haliyle yatma saati geçti.Bende ertesi günü taktım boynuna ağlayan yüzü.Başladı ağlamaya."Gitmem bununla,çıkar".Servis kapıda bekliyor.Enes aşağıya inmiyor.Neyse boynundan çıkarıp çantasına sakladı ve o sinirle "öğretmenime göstermiycem"dedi gitti.Hafta sonunda da bu tac la geldi.

Birgün vaktinde uyumadığı için turuncu ve büyük yıldız yerine biraz daha küçük beyaz yıldızlı tacı haketmiş.Öğretmen ne bilsin.Kendisine çiçek götürmek için uyumadığını...:)))
Daha sonra meşhur lafını söylemeye başladı."SIKILDIM"...:((( Bu lafı duymaktan gına geldi diyebilirim.Sürekli oyalayacak bişeyler bulmam gerekiyor.Bazen önerilerimi de beğenmiyor.Bu da beni çıldırtmaya yetiyor.Neyse aklıma geldi.Daha Enes e hamileyken aldığım bir etkinlik kitabı vardı.Baktım içinde öğretmen günü ile ilgili bir de etkinlik var.Verdim onu "buna yapar mısın?" diye..."Sonra da öğretmenine hediye edersin.Öğretmenin de sevinir" dedim.Öğretmen lafı edilince zaten akan sular duruyor.İstekle kalktı resmi boyadı ve bugün öğretmenine aldığımız diğer hediyeyle birlikte götürdü.Bakalım akşama neler olacak...
İki üç aydır yemek sorunu yaşıyoruz Enes le...Küçüklüğünden beri iştahsız ve yemek seçen bir çocuk değildi.Şimdi de iştahı yerinde ama yemek seçmelerimiz aşırı çoğaldı.İstiyor ki hergün makarna,pizza,yengeç burger(hamburger) yapayım.Tabi ki hergün hergün bunları yapacak değilim.Kendimiz için yaptığımız yemeklerden yemesini istiyorum.Aslında zorlamıyorum.Ama tadına bir kere bakması için zorluyorum.Çünkü daha tadına bakmadan "bu kötü.Kötü yapmışsın.Ben bunu yemem.Yine mi dün yediğimiz yemeği yiyeceğiz?Anneler çocukları okuldan gelince yesinler diye güzel yemekler yapar" vs. vs.Sonu gelmiyor bu sözlerin.Diyorum ki eşim eve gelecek diye elim ayağıma dolaşmıyor ama Enes gelince yine nelere bahane bulacak diye elim ayağıma dolaşıyor...:))) Okulda ise herşeyi yiyor.Kapuska yemeğinden tut,brokoli çorbasına,sosisli makarnadan tut,ciğerli pilava kadar...
Geçen gün dedim ki:"okulda da bu yemekler pişiyor.Nasıl yiyorsun?
verilen cevap ilginç:"okulda yerim ,evde yemem!!!"
"Neyse" diyorum.En azından orda yedikleriyle gerekli vitamini alır.Bu görüntü de geçen gün yaptığım kereviz yemeğinin tadına bakması için zorladığım sahneden...(Halbuki eşim de çok beğenmişti yemeği.Ama aynı yemek için Enes teki surata bak...)

"Tamam yemesin kalksın" diyorum.Biraz sonra başlıyor."içim kazınıyor,ölücem.Yemek ver.Bisküvi yiyim,çikolata yiyim,şeker yiyim,corn flakes yiyim" demeye.Ben de izin vermiyorum.Yine bir savaş çıkıyor.Zaten hemen hazır savaş açmaya...

Pasta,börek çöreğe bayılıyor.Geçen gün zeytinli poğaça yapıp evde sıkıldılar diye hem piknik yapabileceğimiz hem de parkı olan bir yere gittik.Götürdü poğaçaları.Nasıl iştahlı iştahlı yedi anlatamam."Anne ben buna bayılırım,bayılırım.Çok güzel yapmışsın" dedi durdu...:)))

Yine geçen gün canı puding istemiş.Yemeklere de çok itiraz etmemişti.Tabağındakileri yemişti.Bari mükafat olsun dedim.Bütün malzemeleri kendisi koydu.Kendisi pişirdi.Ben sadece kaselere koydum.Soğumasını bile bekleyemedi.Hemen oturdu yedi.Bir yandan da "anne çok güzel yapmışsın,eline sağlık "diyor.Ben de "ben yapmadım ki ;sen yaptın ya...Senin eline sağlık dedim"Çok hoşuna gitti.Kikir kikir gülmeye başladı beklemediği bu cevap karşısında...
