20 Şubat 2008 Çarşamba















Karlar eridi.Yollar açıldı.Biz ancak bu konuya değiniyoruz.

Ben kar ı çok severim.Aslında yağmuru,güneşi de seviyorum ama karı bir başka seviyorum nedense...

Kar yağarken herbir kar tanesinin birbirine değmeden yere düşüşündeki mucizeyi izlemeyi severim.

Doğanın bembeyaz bir hale bürünmesini severim.

Karda yürümeyi severim.

Karda yürürken çıkarttığı o sesi severim.

Karlar erirken ki o su şırıltısını severim.

Bu sene de hazır kar yağmışken Enes le birlikte birgün babası,birgün de ben karın tadını çıkarmaya çalıştık.Emin ise olayları -tatildeki gibi- evden takip etti:(





Kaymaya giden Enes...









Bu seneki karın tadını da böylece çıkarmış olduk:P

17 Şubat 2008 Pazar

GİDİŞİMİZ MACERA - DÖNÜŞÜMÜZ MACERA ...


Emin iyileşmişken hemen oturdum bilgisayar başına...:)

Gezimizin rezervasyon,yol bileti gibi ayrıntılarıyla hep kardeşim ilgilenmişti.Gideceğimiz gün geldi ve Bostancı deniz otobüsü yolunu tuttuk.Deniz otobüsünün kalkmasına bir saat kala evden çıktık.Tam varmamıza 6-7 dakika kala kardeşim biletleri evde unuttuğunu hatırladı.Kendisi sorumluluklarını iyi bilen biri olduğu için kimsenin aklına evden çıkarken biletleri hatırlatmak gelmemişti bile.Yoksa babam böyle şeyleri tekrar tekrar sorar.


Neyse hemen İDO yu aradık.Ama "biletsiz giremezsiniz" cevabını aldık.Bu arada bir de babama nasıl söyleyeceğimizi düşünüyoruz.Bu tarz şeylere öyle sinirlenir ki...Telefonla konuşuyoruz ama babam daha farkında değil.Neyse söyledik babama.Tahmin ettiğimiz gibi babam çok kızdı.Ama olan olmuştu.Tekrar eve dönsek kesin vapuru kaçırıcaz.Evde kardeşim var.O getirse yine yetişemeyiz.Tekrar İDO yu aradık."Biletlerin üzerindeki barkot numaralarını versek geçebilir miyiz?"Yine cevap "HAYIR."Bu arada vardık tabi.Babam ve suçlu kardeşim gitti.Ne gelen var,ne giden.Biz meraklar içerisinde arabada bekliyoruz.Neyse biletleri iptal edip yeni bilet alınabiliyormuş.Hemen eski biletleri iptal ettik.Yeni biletleri aldık.Eşyalarımızı güvenlikten geçiriyoruz.Telefonum ısrarla çalıyor.Güvenlikten geçen çantamı alıp telefona baktım.Bu arada güvenlikten geçerken içeride bir çanta daha varmış.Unutmuşum.Sürekli anneme "eşyalar tamam mı?" diye soruyorum.İçime doğdu sanki.Annem bir saydı.Bir tane eksik.Hadi bakalım.Bul bulabilirsen.Etrafa bakıyorum yok.Birden gözüme ilişti.Bir baktım bir çocuk kendi çantaları diye almış elinde taşıyor.Hemen gittim."Bu çanta bizim galiba" dedim.Çocuğun annesi "bizim değil dedi".Ama çanta kızının elinde:)Neyse bu iş de tamam.Kapılar açıldı biz de sonunda deniz otobüsümüze bindik.

Sağ salim iki saaatlik yolculuğun ardından vardık Armutlu ya...
Korktuğum gibi olmadı.Vakit geçirmek için çok alternatif olduğundan Enes kardeşine zarar verecek pek vakit bulamadı.Genelde yorgun olarak eve gelip çizgi film izledi.Bol bol yüzdük,yürüyüş yaptık,parka gittik.Çok güzel vakit geçirdik.Enes in kendisiyle -kardeşsiz olarak- vakit geçirmem çok hoşuna gitti.Mutluluktan bugüne kadar duymadığım sözler söyledi bana deniz kenarında yürürken."Anne çok harikasın" "Anne çok komiksin" "Annecim,Annecim"gibi...
Emin ise ev ahalisi nereye giderse gitsin hasta olmasın diye evi bekledi yavrucak.Ama yine de hasta olmaktan kurtulamadı.Dişerini kaşıyarak vakit geçirdi.

Bu arada bizim çocuklar sabahın 7.30-8.00 inde uyandıkları için kimse bizimle aynı odada uyumak istemedi:( Tabi ki gençler gecenin tadını çıkarıp geç yatınca haliyle sabah uyanamıyorlardı.Bizimkiler dinler mi?Hergün erken kalktılar.

Ve artık dönüş yolu .....

Döneceğimiz günden birgün önce cep telefonumuza bir mesaj geldi."Hava muhalefeti nedeniyle deniz otobüsü seferleri iptal edilmiştir."Bu bizim için iyi bir haber olmadı.Sonuçta çocuklarla birkaç araca binip binmek ,üstelik fırtınalı ve yağışlı bir havada:(


Na yapalım.Kısmet.Sabah erkenden kalktık.8.30 da evi boşalttık.9.00 Yalova otobüsüne bindik.!10.45 te indik.Hemen feribotta yer var mı diye kardeşim bakmaya gitti.Biletlerimizi alıp geldi.Bu sırada anons ediliyordu."Pendik yolcusu kalmasın diye..."Hemen koştura koştura feribota kendimizi atmaya kalmadan kardeşim"Çantanın birini bilet aldığım yerde unuttum"Görevlilere söyleyip bir koşturmaca daha...En sonunda feribottayız.Kendimizi attık koltuklara.Dinlenmeye başladık.Neyse ki feribottan indiğimizde çok geçmeden eşim karşımdaydı da...Bir de orada çanta bırakmadan evimize kavuştuk.

Bir tatil daha mutlu sonla sona ermiş.



12 Şubat 2008 Salı

BİZ DÖNDÜK...

Dönmesine de...

Emin çok hasta.Giderken hasta olduğunu yazmıştım ama...Şu an Emin i tanıyamıyorum.Bir çocuğun bu kadar mı huyu değişir?

Neyi var derseniz:Burun akıntısı,öksürük,ateş ( 39 derece),huysuzluk,uykusuzluk,iştahsızlık,aşırı terleme...Yetmez mi?Yeter,yeter.Tatil dönüşü neye uğradığımı şaşırmış durumdayım.Daha yorgunluğumu bile atamadım.Üzerine yeni yorgunluklar eklendi.

Tabi ki etraftan da "Tatile gittin,çocuğu hasta ettin" sesleri yükselmeye başladı.(Neyse ki eşim tarafından henüz bu söz söylenmedi:P)Ama bu lafları işitmekten korktuğum için Emin gittiğimiz gün eve girdi.Çıktığımız gün çıktı.Bir kez olsun dışarı çıkarmadık.Enesle ben ise hergün üç saat yüzdük.Parkta oyunlar oynadık ve deniz kenarında bol bol yürüyüp;denize taş attık.Biz iyiyiz.Olan evde oturan Emin e oldu.

Beklediğimiz diş tatilden döndüğümüz gün gözüktü."Oğlum tatilimi bekliyordun diş çıkarmak için."İkinci kez bu heyecanı yaşıyorum.İnanın ilk ve ikinci farketmiyor.Ne de olsa bu Emin in ilki:)))

Bana göre bu sıkıntıların sebebi diş.Ama çevremdekiler için öyle değil:(((

Demek ki neymiş:Hasta olmak için dışarı çıkmak gerekmiyormuş.
Demek ki neymiş:Ne kadar dikkat edersen et çocuk hasta olabiliyormuş.
Demek ki neymiş:Bu sözü söyleyecek olan her halükarda söylüyormuş.
Demek ki neymiş:Beklenen diş tatilde çıkabiliyormuş:)))

Gidişimiz ve dönüşümüz maceralı bir tatildi.Ayrıntıları ve resimleri daha sonra ( Emin iyileşince) aktaracağım.Şimdi Emin Bey le ilgilenmeliyim.Biz de katıldık dişliler kervanına:)

3 Şubat 2008 Pazar




Yarın Armutlu'ya, altı günlük ufak bir tatile gidiyoruz.

Enes ve Emin hasta.Yine burunları akıyor.Öksürük var.Enes'te ayrıca göz çapaklanması mevcut.İnşaallah gittiğime pişman olmam.

Annem ,kız ve erkek kardeşim,anneannem,teyzem ve iki kuzenle gidiyoruz.Kadro kalabalık.Aslında eşim gelmediği için gidip gitmemekte kararsızım ama Enes için gittiğim söylenebilir.Enes için değişiklik olsun istedim.Sürekli bilgisayar ve ev ortamından sıkılıyor doğal olarak.Şimdiden çok mutlu havuza gideceği için."Hadi gidelim" "Ne zaman gidicez" deyip duruyor.Eğer annemlerle tek başına gitmeyi kabul etseydi ben hiç gitmeyecektim fakat ;Enes Bey yalnız gitmeyi kabul etmedi.Haklı çocuk.Anne evde kardeşle yalnız bırakılmaz:P

Tatil dönüşü yeni haber ve resimlerle buluşmak ümidiyle...