31 Ekim 2008 Cuma

SONUNDA...

YASAK KALKMIŞ.NE KADAR GÜZEL BİR HABER BU.BLOĞUMA VE DİĞER BLOGLARA KAVUŞTUĞUMA NE KADAR ÇOK SEVİNDİM ANLATMASI MÜMKÜN DEĞİL.BLOGLAR KAPATILDIKTAN BİR GÜN SONRA BİZİM DE İNTERNET GİTMİŞTİ.NASIL DELİ OLDUM İYİCE.BLOG YOK...İNTERNET YOK.AKŞAM BİR BAKAYIM DEDİM İNTERNET GELMİŞ Mİ DİYE...BİR DE NE GÖREYİM.HEM İNTERNET GELMİŞ HEM DE BLOGLARIMIZ AÇILMIŞ.BUNDAN DAHA GÜZEL NE OLABİLİR.ÇOCUKLAR YESİN BİRBİRİNİ VE BENİ...BEN BLOGLARI DOLAŞACAĞIM ŞİMDİ...HASRET GİDERMEK İSTİYORUM.

BU ARADA "CAPS LOCK" TUŞU AÇIKMIŞ VE BEN MUTLULUKTAN HİÇ ÖNEMSEMEDİM BU DURUMU.HERŞEY BÜYÜK HARFLE OLDU ANLAYACAĞINIZ.

25 Ekim 2008 Cumartesi

ENGEL

Bir günde neler olmuş neler.Cuma günü işlerim nedeniyle bloğa girememiştim.Bugün ne göreyim engellenmişiz.Ama blog aşkı engel tanımıyor ve "Mutlu çocukların annesi Ayşe'nin" tavsiyesiyle karşınızdayım.

www.vtunnel.com a girip arama yerine blog adresini yazınca bloğa girilebiliyor.Ama sanıyorum yorum bırakılamıyor.

22 Ekim 2008 Çarşamba

BLOG ARKADAŞLIĞI ve GEÇ KALMIŞ BİR SOBE...


Şirin,Emine,Kuaybe ve Minel beni bu ödüle layık görmüşler.Çok teşekkür ederim.Aldım ,kabul ettim .Sağolun.



Ben de aslında yorum bıraktığım herkese göndermek istiyorum ama bu ödülün amacı gönderilmeyen arkadaşlara olduğu için ben de kendisine gönderilmediğini düşündüğüm (belki de başka arkadaşlar tarafından gönderilmiştir de ben farketmemiş de olabilirim)

http://fikriminincegulleri.blogspot.com/
http://bielifmiktari.blogspot.com/


http://gunlukcum.blogspot.com/
http://arzudanyazilar.blogspot.com/

http://tedarikmucize.blogspot.com/

http://kuzucumkuzucum.blogspot.com/
http://minikkalbim.web-log/.


Gelelim Sobemize...



RUH HALİ
Hayalperest

Zevk seçimin basit şeylerin hayatını güzellleştirdiğini gösteriyor.
Rahatlamak, gevşemek;işte sen bunu seviyorsun ..
Romantiksin ve doğanın sade güzelliklerinden hoşlanıyorsun. Uçsuz bucaksız tabiat manzaraları seni rahatlatıyor.

Müzik hayatının fonunda çalsın istiyorsun. Gerçek dünyadan bir süre de olsa kopmanı ve rahatlamanı sağlıyor.Günlük hayatın içinde her an bir başyapıta rastlayabilirsin. Yaratıcısın ve kendini nasıl ifade etmen gerektiğini biliyorsun. Duygusal bir yapın var.




EĞLENCE
Firari

Tatilde yakınlarınla birlikte olacağın keyifli zamanları, her türlü konfor ve hizmeti sunan, dinlenip yenilenmeni sağlayacak bir mekanda geçirmeyi tercih edersin.
Bütün hayatın böyle geçmeyeceğini bilerek , fırsatını bulduğunda kendini şımartmayı seviyorsun.Gündelik yaşantından uzaklaşmayı seviyorsun. Güneş, hayatın yavaş akması sana keyif veriyor. Hiçbirşeyin keyfini kolayca kaçırmasına izin vermezsin.
Seni rahatsız eden şey nedir?
Etrafındakilerin daima bakımlı, sıkı vücutlu ve çekici gözükmelerini istiyorsun. Kilolu,tüylü,kıllı hiçbir şeye tahammülün yok.




ALIŞKANLIKLAR
Keyif Düşkünü

İyi görünmek senin için sıradan bir durum. Ama ceplerini hafiflettiği de bir gerçek.Ama önemli olan kendini iyi hissetmen.
Evinde modern ve "cool "bir zevkin var.Tarz yaratan birisin. Dekorasyon sadece fonksiyonel değil, tarz sahibi de olmalı.
İçecek tercihin sağlığına önem verdiğini ve kendin için neyin faydalı olduğunu bildiğini gösteriyor.




AŞK
Klasik
Gerçek bir romantik ve biraz da hayalperestsin. Tamam hayat bir film olmayabilir ama öyle olduğunu düşünmenin ne zararı olabilir ki?Özgürlük senin için aşk demek. Sevildiğini bilmenin keyfi düşünce ve sözlerini serbest kılıyor. Sen bir aşk böceğisin.


Bende Sabahnur u,Kuaybe yi,Elif i ve Esra yı sobeliyorum.

www.visulog.com

20 Ekim 2008 Pazartesi

Canım Oğlum Enes im...

Her hareketinle büyüdüğünü ve değiştiğini farkediyoruz babanla ve izlemeye devam ediyoruz seni.Doğumun bile dün gibi aklımdayken dört yaşını bitirip beşe girdiğine inanamıyorum.Zaman öyle hızlı akıp gidiyor ki...Yetişemiyorum.Özellikle kardeşin olduktan sonra gözümde nasıl da büyüdün birden.Belki de sana haksızlık ettim ve hala da ediyorum.Büyümedin belki de hala annenin küçük bebeğisin sen.Bir senedir seninle kardeşin yüzünden didişmek ikimizi de yordu.Belki de gerektiği kadar sevemedim seni bu zaman zarfında ve sen de acısını kardeşinden çıkardın.




Şimdi okula gidiyorsun ve kardeşinle ben yalnızız evde.Kardeşin de uyudu mu ben hepten yalnız kalıyorum ve düşünmeye fırsatım oluyor.Geçmişi düşünüyorum,yaptığım hataları ve gelecekte yapmama sözü veriyorum defalarca.Senin eve döneceğin saati bekliyorum heyecenla.Belki de eskiden bir saat olsun bir yerlere bensiz gitmeni istiyordum ve kafa dinlemeyi.Şimdi ise sensiz çok vaktim var ama ben kafa dinlemek yerine seni düşünüyor ve özlüyorum.Sesin geliyor kulaklarıma.Sürekli yüksek olan sesin yankılanıyor.Sonra da yaptıkların geliyor gözümün önüne.Ya da kardeşin yapıyor senden öğrendiği hareketleri...





Okula başladığından beri beni şaşırtıyorsun:

Okula kolay alışabileceğini hiç düşünmemiştim.Kardeşinle beni evde yalnız bırakıp gideceğini...
Okuldan gelince bana "Anne seni çok özledim ." deyip boynuma sarılacağını...
Okulda yaptıklarınızı daha ben sormadan anlatacağını...
"Yarın okul var mı?Niye yok?" diyeceğini...
Sevmediğin yemekleri bile okulda yiyeceğini...


Okuldan eve öyle heyecanlı geliyorsun ki...Kapıda seni kardeşinle beklerken kardeşin gün içerisinde hiç mutlu olmadığı kadar mutlu oluyor seni gördüğünde.Sen de hergün bıkmadan usanmadan merdivende bizi gördüğünde korkutuyorsun biz "böö"diye ve her akşamki gülüşmeler başlıyor.Ardından mutlaka "çok acıktım,yemek hazırla" diye elimi ayağıma dolaştırıyorsun.Zaten hazır olan yemeği bile koymama sabredemiyorsun bazen.İştahın daha da açıldı sanki okula gideli.Olumlu değişiklikler olacağını biliyordum.Ama beni korkutan şey astımın.İlerlemesinden ya da okulda tıkanmandan korkuyorum.Hergün ilaçlarını veriyorum öyle gidiyorsun ama anne yüreği.Anlamıyor işte.

Daha sonra açsın ya...Yemekleri sayıklıyorsun.Sünger bop tan öğrendiğin"Yengeç burger yap anne" diyorsun.


Ya da diğer sevdiğin " pizza " yı yapmamı istiyorsun.Bazen birlikte hazırlıyoruz istediklerini ve sen bana yardım ettiğin için çok mutlu oluyorsun.
Afiyetle yiyorsun daha sonra emek verdiğin yiyecekleri...




Artık yatağını da kendin topluyorsun büyüdüğün için.Kıyafetlerini kendin çıkarıp giymek istiyorsun "büyüdüm" deyip...Bitmek tükenmek bilmeyen enerjin hala devam ediyor okuldan geldikten sonra bile.Sürekli "Ne yapıcam"deyip duruyorsun.Bir faaliyeti bitirip diğerine geçiyorsun yatma saatine kadar.


İşte böyle oğlum.Seninle birlikte ben de büyüyorum sanki.Sen içimden kopan bir parçasın.Seni çok seviyorum.İyi ki varsın.Allah a ne kadar şükretsem az.Sizleri bize bağışladığı için...

7 Ekim 2008 Salı

ŞÜKÜR KAVUŞTURANA...

Ben sık yazamıyorum arkadaşlar ya da yazmama fırsat vermiyorlar diyelim:P İnternetteki problemimiz hala tam olarak halledilmiş değil.Mesela dün gece internet yoktu,sabah dua ederek açtım bilgisayarı internet olsun diye ve karşınızdayım.


Uzun süre yazmayınca hem köreliyorum hem de yazacaklarımı hatırlamak ve toplamak zor oluyor.


Bu sene ramazandan bişey anlamadım.Ramazanın ikinci haftası Enes in anaokuluna başlaması ile hayatımın seyri değişti.Onbeş gün okula taşındım.Sabah gitmediysem öğlen almaya gittim.İlk günler öğlene kadar yuvada oturdum.Benim gibi bekleyen diğer annelerle dostluklar kurdum.Bana çok bağlı olduğu için kolay alışmayacağını biliyordum.Ama ben daha da zor olacağını düşünmüştüm.O kadar da olmadı.Çok ihtiyacı vardı böyle bir ortama.Sosyal bir çocuk olmadığı için zorlandı.Çünkü kimseden bişey istemez,bana istettirir;kimseden yardım kabul etmez,edenleri tersler sırf benim yardımlarımı kabul ederdi.Haliyle bişey oluyor "öğretmenime sen söyle",tuvaleti geliyor,tutuyo....Bunları uzatmak mümkün ama son derece de gaza gelen bir çocuk Enes."Artık büyüdün,sen abisin,bebek değilsin"; ya da yaptığı faaliyetleri çok beğendiğimizi ifade etmemiz onu çok heveslendirdi.


Birgün kalktık yine.Ben bekliyorum "okula gitmiycem "diye kırk dereden su getirecek diye.Bir de baktım ki Enes diyor ki:


"Anne senin aşağıya inmene gerek yok.Büyüdüğüm için ben kendim inip servise binerim."


Nasıl yani...Kulaklarıma inanamadım.Bu lafı okula başladıktan bir hafta sonra söyledi.Doğru mu anladım diye bir daha tekrar bile ettirmedim.Birden vazgeçer ,tılsım bozuklur falan diye...P


İşte böyle ramazanın son haftası oldu.Temizlik,iftar yemekleri derken bitti,gitti bu sene de ramazan.




KPSS sınavım iyi geçmedi.Enes okula başlayınca daha kolay çalışırım diye düşünmüştüm.Yanlış düşünmüşüm.Hem Enes in okula yeni başlaması,hem de Emin i babanesine bırakıp gittiğim için benden intikam alması ve eve geldikten sonra burnumdan getirmesi sebebiyle sınava iki hafta kala ben hiç kitap açamadım.Sınava tarihe,geometriye hiç çalışmadan ,matematikten ise ilk 3-4 konuya çalışarak girdim.Türkçeyi de sınava girmeye karar verince çalışmıştım.Üzerinden iki ay geçince bilgiler unutulmaya başlamıştı bile hafızamda.Eskisi gibi değil hafızam.Yaş ilerledikçe zormuş böyle şeylerle uğraşmak.





Gelelim Emin cephesine...


Emin evde öyle huysuz,öyle mızmız ve her tarafı karıştırıcı bir çocuk oldu
ki...Yetişemiyorum.Enes yok fakat benim akşama ayaklarımın altı şişiyor resmen.Enes varken Emin fırsat bulamıyormuş evi karıştırmaya.Şimdi ise çocuğu engelleyemiyorum resmen ve toplamakla da bitmiyor.Kapıları kilitlemekten hoşlanmıyorum onun için bütün odaların kapısı açık.Çekmeceleri iple bağlıyorum ama onları bile açabiliyor.Ama işini sessiz hallediyor.Yanımdan uzaklaşıp da sesi çıkmıyorsa anlıyorum ki...Halletti yine bir yerleri.Gittiğimiz yerlerde de hiç sesi çıkmıyor.Sessiz sessiz oralarda da çekmeceleri hallediyor ama insanlar ağlamadığı ve sesi çıkmadığı için "Ne kadar usluuuuuuuu!!!" demiyorlar mı!!! İnandıramıyorum evde bana kök söktürdüğüne...
Bir de abisinin küçük sandalyesi vardı.Emin o sandalyeyi öyle sahiplendi ki,Enes elini bile vursa bas bas bağırıyor.Konuşmayla hiç uğraşmıyor benim oğlum.Anca el ,kol hareketiyle ağlama ve bağırmayla işini hallettiriyor.Şu an uyuyor da ben de bu yazıyı rahat yazabildim.yoksa 3 günde mi biterdi ,4günde mi biterdi bu yazı bilmem.