24 Ekim 2007 Çarşamba

Şu an öyle başım ağrıyor ki...

Bütün günün yorgunluğu var üzerimde...

Heryerim kırılıyor...

Halbuki birtek çamaşır topladım ve yemek yaptım.

Sanki dünyanın işini yapmışım gibi yorgunum...

Evi görseniz savaş alanı gibi...

Meğer iki çocukla uğraşmak,onları idare etmek ne de zormuş...

Bir de ikisi de gün boyunca hiç uyumamışlarsa...

Sabahın yedisinden,akşamın yedisine tahammül sıfır oluyor...

Akşam eşim geldiğinde ''Annelik görevimden istifa ediyorummmmmmmmmmmm''diye haykırmak geldi...

''Evet evet yanlış anlamadın dört ayda pes ettim''.

Bazen dışarda çalışmanın çocuk bakmaktan daha kolay olduğunu düşünürüm...

Eşim geldikten sonra biraz dinleneyim diye çocukları babaannesine götürdü...

Ben de evde yalnız...

Yarım saat sonra telefon:

''Enes altına çişini yaptı,geliyor''.

İstifa etmek orada kalsın dinlenmek bile yok...

Annelik zor zanaat...

Bir o kadar da güzel bişey:)

Neyse arkadaşlar...

Ağrıttık başınızı...

Boşuna denmemiş...

CENNET ANNELERİN AYAĞI ALTINDA...

21 Ekim 2007 Pazar

Evet blogsever dostlarımız

Herzamanki gibi uzun bir aradan sonra yazma fırsatı bulabildim.Zira resimden de anlaşılacağı gibi Enes ten fırsat bulamıyorum:(

Arkadaşların bayram anılarını güzel güzel okurken biz de anlatacak pek fazla bişey olmadığı için bu kadar geciktik.Neyse yine de bahsedelim.( Biz de geri kalmayalım )
Bayramın birinci günü aynı apartmanda oturan babaannemiz ve dedemizle bayramlaşmak için üst kata çıktık.Bütün amcalar da oradaydı.Kahvaltımızı yapıp bayramlaştıktan sonra herkes gitti fakat biz babaannemize yardımcı olmak amacıyla birinci günü orada geçirdik.

İkinci günü benim ve eşimin hala,dayı,amca ve teyze ziyaretlerinde bulunduk.( Yani sadece birinci derece akrabayı ziyaret )Fakat evde olmayanlar bu ziyaretlerimizden nasiplerini alamadılar:)))Zira hem Anadolu yakasını hem de Avrupa yakasını aynı günde ziyaret etmek bir hayli zor oldu.

Üçüncü günü ise annemler memleketten döndükleri için bize kahvaltıya geldiler.( Halamın oğlu aynı şekilde.Herhangi bir gelişme yok.Sadece yoğun bakımdan çıktı fakat hiçbirşeye tepki vermiyor,hiçbişey hatırlamıyor ve konuşamıyor)

Bir bayram klasiği bu şekilde son buldu.

Enes iyileşti sayılır.Sabah akşam yediği 8 iğneden ve bir de serumdan sonra ancak toparlayabildi.

Hastalığından kalma bir ağlama huyu var.Herşeye ağlıyor.Ne zaman vazgeçecek bilmiyorum.

Tuvalet alışkanlığı hala bir düzene girmedi:( Bugün gece de olmak üzere tam altı kez baştan aşağı kıyafet değiştirdik.Acaba Esra nın bahsettiği diaper free olayını uygulasaydık daha mı kolay olurdu:)

Kardeşine karşı hala çok ilgili.Sabah ve akşam dayağını eksik etmiyor.Abisinin sesini uzaktan bile duysa ağlamaya başlıyor ufaklık:(

Şimdi bir de tehdit etme olayı çıktı.İstediği bişey olmayınca ''Kardeşimi uyandırırım bak haa''diye beni korkutmaya çalışıyor:0

Bu günlük de bu kadar.Herkese sağlık,mutluluk ve huzur diliyorum:)

11 Ekim 2007 Perşembe

Üzücü bir haber daha

Annem ve babam, halamın oğlunun beyin kanaması geçirmesi nedeniyle memlekete gitmişlerdi.Evde yalnız kalmayı tercih eden erkek ve kız kardeşim de dün gece canları pizza istediği için PİZZA HUT a gitmişler.Bir güzel pizzaları mideye indirdikten sonra evin yolunu tutmuşlar.Gece olan olmuş.Yedikleri pizzadan zehirlenen kardeşlerim gece boyunca kusmuşlar.Bizim ise bu işten sabah haberimiz oldu.Şu an gecenin şokunu atlatmaya çalışarak dinleniyorlar.


Rabb im tüm hastalara şifalar ver ( Çocuklarıma,kardeşlerime,halamın oğluna ).
Bayramını hastane odalarında geçirecek tüm hastalara yardım et.
Kimseye dermansız dert verme.
Verdiğin musibetlere sabretmeyi nasip et.
AMİN...



10 Ekim 2007 Çarşamba

Enes le babası teravih namazından iyi haberlerle döndüler.Sekizinci rekatta sıkılmış ama neyse ki namazın sonuna kadar sabretmiş elhamdülillah.Keşke ramazanın başından beri gönderseymişim:)))
Namazla ilgili bölümümüz bu kadar. Gelelim asıl mevzuya

Kusmuktan midesi bulanan dostlarımız okumasın.Çünkü bu yazı mide bulandırıcı öğeler içermektedir:)))Söylemedi demeyin..!

Pazartesi günü saat 14.00 suları.Yeme problemi olmayan oğlum Enes 3-4 gündür hiçbirşey yemeden ayakta durmaya çalışıyordu.Ya burun akıntısı ve öksürük yüzünden;ya da kardeş kıskançlığından (ben kendisiyle daha çok ilgileneyim diye) olduğunu düşünüyordum.
Sabah kahvaltısında zorla yarım haşlanmış yumurta yedirebilmiştim ve birazcıkta süt...
Daha sonra ben bilgisayar başındayken beni rahat bırakmayan çocukta bir halsizlik,bir sessizlik hakimdi.Daha sonra başka bir odaya gitti.Ben de uyumuş olduğunu düşünerek (hemen yanına gidersem uyanır diye)hiç yanına gitmedim.Birden annnneeeeeeeee diye bir ses! Hemen bilgisayarın başından kalkıp koşmamla ne göreyim!

Gözlerime inanamadım.Hani yüzlerine yoğurt maskesi yaparlar da yüzleri bembeyaz olur ya...İşte öyle...Kusmaya pek alışık olmayan oğlum ( 3 yaşına kadar bu 3. kusuşu) kusarken ev kirlenmesin diye elini ağzına tutmuş.Bütün çıkarttığı gözüne,yüzüne,kaşına,saçına bulaşmış artı benim yanıma gelene kadar koltuk ,halı ve yerler...Hiç beklemediğim bu manzara karşısında ne yapacağımı şaşırdım.Hemen üstünü başını değiştirdim ama banyo yaptırmadan olmaz.Bütün heryer sabah yedirdiğim yumurta.Hiç hazmetmeden hepsini çıkarmış.Banyodan sonra kusup rahatlamıştır düşüncesiyle birazda dinlensin diye yatağına yatırdım.Bende evi temizlemeye koyuldum.Sonra bir daha.Bu defa da yatağı,yastık battı.Oradan da kaldırdım oturma odasına getirdim.Orada bir daha.Benim moralim iyice bozuldu.Hemen doktorunu aradım.Hastaneden ayrılmış.Ne yapacağım nereye götüreceğimi şaşırdım.Eşimi aradım.Sağlık ocağına götür bakalım ne diyecekler dedi.Gittik burnunu içeriye çektiği için midesini bulandırıyor.Onun için dedi.Doktorun odasına da kusunca böyle kusmaya devam ederse çocuk uzmanına götürün dedi.

Eve geldik.Su verdim onu bile çok geçmeden çıkarıyor.Bu defa başka bir doktordan randevu aldık.21.00 de doktorda olucaz.Gittik daha doktor kuyruğunda yaşadığımız hadiseleri anlatmıyorum.Doktor grip dedi.! 10 iğne...sabah akşam.Bir de serum takıldı.Biz kadir gecesini hastanede ihya ettik.Eve geldiğimizde saat 23.30 olmuştu.Kendimizi yatağa zor attık.

Kusma bitti bu defa da ateş ve ishal başladı.Allah sağlık,sıhhat versin.Bütün salgın hastalıklara yakalanır benim oğlum:)))Şimdi de biriken çamaşırları,ütüleri ve hastayı iyileştirmekle uğraşıyorum.

Durum bundan ibarettir dostlar.Midenizi bulandırdıksa affola...

Tüm okuyucularımızın Ramazan bayramı mübarek olsun.Bayramdan sonra inşaallah iyi haberlerle bilgisayarınızda olmak dileğiyle...

5 Ekim 2007 Cuma

Oğlum Enes bugün ilk kez teravih namazına gitti.

İki çocukla sabahtan akşama kadar uğraşıp duran ben ;sonunda bugün ilk olarak babasıyla Enes i camiye gönderebildim.Eşim hergün gidiyor fakat Enes kardeşiyle beni yanlız bırakmamak için evde kalıyordu. ( Çok düşünceli bir oğlum var )
Şimdi ise küçük oğlum uyuyor da ben de bilgisayar başında bu satırları yazabiliyorum.Yoksa ne mümkün bilgisayar başına geçmek.Enes benden önce koşuyor ve sabahtan akşama kadar bilgisayar başında oyun oynuyor.Dünden beri günde 1 veya 2 saat oyun oynama kuralı getirdim.Bakalım ne kadar uygulayabileceğiz bu kararı:)Aslında bilgisayar başında oyun oynaması küçük oğlumu rahat bırakması açısından işime geliyor fakat Enes açısından hiç de iyi olmadığını biliyorum.Sonuçta ikinci çocuğumun olmasını ben istemiştim.Ama bu kadar zor olacağını hiç düşünmemiştim:(

Enes kardeşi olalı öğle uykularını bıraktı.Ben ise bunun için erken olduğunu düşünüyorum.Onun için bugün Enes i uyutmaya karar verdim.Saat 3.00 de başladım ayağımda sallamaya.Ama yok nafile.Ben yatırıyorum o kalkıyor.Ta ki 4.00 e kadar bu didişmemiz sürdü.Saat 4.00 te Emin de ağlamaya başlamaz mı?Enes de tam uyuyacak.Aldım Emin i kucağıma Enes de ayağımda.Uzun süredir uyuduğu için yatmaktan sıkılan Emin kucakta gezmek istemez mi!Ne yapacağını şaşıran ben çaresizlik içerisinde Enes i sallamaya devam ettim ( Bu arada neredeyse halime ağlayacağım ) Sonunda zafer benim.Uyudu da ben de bir nefes aldım.İşte tam bunaldığım o anda Enes i akşam babasıyla namaza gönderme kararı almıştım içimden.Akşamda uygulamaya koydum.

Bakalım camiden ne haberlerle dönecekler...