18 Kasım 2009 Çarşamba

HACC............
İslamın şartlarından biri olan Hacc görevimizi yerine getirmek üzere inşallah cuma günü saat 10.00 uçağıyla Mekke ye gidiyoruz.
Çocukların hastalıkları nedeniyle kendimi bu konuya verememiştim ve daha düne kadar bavulum bile ortada yoktu.Allah a şükür çocuklar iyileşti.Enes okula gitmeye başladı.Bende hazırlıklara ufak ufak başladım.Dün biraz bavul hazırladım.Ev işleri ve ziyaretlerle günlerim geçti.Allah nasip ederse yarın da burada geçireceğimiz son gün.Yeni yeni heyecanlanmaya ve çocuklarımı bile özlemeye başladım.Her ne kadar "oralarda aklına bile gelmezler" deseler de sanki benim aklımdan hiç çıkmayacaklarmış gibi geliyor.
Çocuklar ananelerinde kalacaklar.Daha önceden eşimle benim uçağa binip gideceğimizi söylemiştik çocuklara.Enes gelirken getirmem için su tabancası ısmarladı.Onun için de gideceğimiz günü sabırsızlıkla bekliyor."Ne zaman gidip su savaşları getireceksiniz" deyip duruyor.Emin ise eskiden "anne siz uçağa binin biz abimle ananemde kalıcaz" diyordu.Ama şimdi işler değişti.Dün aprtmandan bir akrabamızı hacca uğurlarken Emin benim gideceğimi sanıp ağlamaya başladı.Şimdi ise "anne sen uçağa binme.Ben ananemde kalmam" diyor.Allah hayırlısını nasip etsin.Hem onlar için hem de bizim için bu durumu kolaylaştırsın.Hayırlısıyla gidip hayırlısıyla evlatlarımıza kavuşmayı nasip etsin.

Tüm sevenlerimiz de hakkını helal etsin........

7 Kasım 2009 Cumartesi

KAYBETME KORKUSU...

Evlatlarımız...En değerli varlıklarımız...
İnsanın evladının hasta olması,acı çekmesi anne için çok üzücü bir durum.Bir de bunların üstüne evladını kaybetme korkusu eklenince çok daha zor oluyor.Hatta hayata küsüyor insan...
İşte çarşamba gününden itibaren bu haldeyim.
Çarşamba günü başlayan burun akıntısı,öksürük ve ateş.......
Doktor kontrolü sonunda konulan "grip" teşhisi.....
"Bademcikleri şişmiş olabilir mi acaba?Geçen sene de bu şekilde hasta olduğunda bademcikleri şişmiş oluyordu." dememe verilen kesin bir "HAYIR" cevabı......
"Üç günden fazla ateş olursa araştırma hastanesine götürün d.... gribi mi diye araştırılsın" diye verilen tembih...
Eve gelme ve bekleyiş süresi....
Uykusuz geceler.......
Yorgun gündüzler......
Hastalığı Emin e bulaştırma.......
İkinci günü Eminde de ateş.........
Ardından biraz düzelmişken Enes e Eminden tekrar hastalık bulaştırma....
Üç günün ardından ateş düşürücüye rağmen düşmeyen hatta yükselen ateş...
Annenin evladını kaybedeceği korkusu...
Gece acile gitme....
Sonuç:Annenin evladını her geçen gün kaybetme korkusu ve bunun yaşattığı ümitsizlik,acı,üzüntü,vicdan azabı...

İşte tam böyle bir durumdayken gece acile gittiğimiz araştırma hastanesinden muayene olmadan ayrıldık.O kadar kalabalık ve hasta doluydu ki...Orada beklemek demek,başka hastalık mikrobunu kapmak demekti...Enes de bu şekilde hasta olmamışmıydı zaten.
-Pazartesi günü kontrol amaçlı gittiğimiz Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları Hastanesinde sandalyeleri yalayıp,yerlere yattı.O kadar çok hasta doluydu ki hastane....Resmen doktor sırası beklemeye yer yoktu.Öksüren,hapşuran,kusan vb. hastalarla doluydu içerisi....Ertesi günü çoktan hastalanmıştı yavrum...-
Oradan çıkıp başka bir özel hastanenin aciline gittik ve doktorun dediği "bademciklerinin çok şişmiş" olduğuydu.Yaptığı iki iğneyle Enes ve ben tekrar hayata döndük.Rahat bir gece geçirdi Allah a şükür.Emin tam olarak iyileşmedi ama en azından ateşi yok.İnşallah o da en kısa zamanda iyileşir.
Rabbim kimseye evlat acısı yaşatmasın.Dermansız dert vermesin...