16 Haziran 2008 Pazartesi

Akyazı KUZULUK KAPLICALARI





Yazacak çooook şey vardı.Ayrıntılarıyla anlatmak istiyordum.Ama şartlar buna uygun olmadı.Aslında eşim bu hafta da izinli ve ben çok rahat bilgisayar başında vakit geçirebilirdim.Ama Emin sağolsun.İkinci wirelesi (-vaylıs- yanlış yazmış olabilirim diye parantez açmak zorunda kaldım..P) de halletti sağolsun.Ne zaman kasanın üzerinde unutsam hemen farkedip geliyordu ve halletme girişimlerinde bulunuyordu.Yine unutmuşum ve parçalanmış olarak getirdi ,bize teslim etti.Bizimkini kırdığı için internete giremiyordum ve eşim arkadaşının wireles ini getirmişti.Maalesef onu da kırdı Emin.Artık internet yok.Şimdi eltimden aldım ve çocuklar uyurken yazmaya çalıştığımdan ayrıntılara giremeyeceğim.







Tatilde Kuzuluğa gittik.Aslında bu sıcakta gidilecek yer değil ama hem İstanbul a yakın olması ,hem de gidilebilecek yerler içerisinde fiyatı en uygun yer olarak Kuzuluğu tercih ettik.(Yani tamamen duygusal...:)Havuz ve deniz olmaması nedeniyle çok fazla kalmadık.Aslında havuz var ama sıcak su havuzu.... :(



En çok Enes ve Emin e yaradı bu tatil işi.Enes parkta bol bol oynadı ve eve gelip küveti doldurup bol bol yüzdü.



Emin de parkta abisini izlerken ilk defa çayır ve çimenle tanıştı.






Biz de onların bu mutlu hallerini gördükçe sevindik ama doymak bilmiyorlar.Güneş tam tepedeyken bile Enes parktan içeri girmedi.







Biz de arada çevredeki diğer görülebilecek yerleri ziyaret ettik.Bir gün "Sülüklü Göl" e gittik.Hafta içi olduğundan bizden başka kimse yoktu.Yol da çok tenhaydı ve ben çok korktum.Yol git git bitmiyor ve çok dar.iki araba zor geçer.Bir de yolun ne tarafa gittiği ağaçlardan anlaşılmıyor.Ancak gittikten sonra anlayabiliyorsun ve karşına her an bir araba çıkabilir.Uzaktan geldiği falan gözükmüyor.Allah tan giderken çocuklar arabada uyuda da bir de korku içerisinde onlarla uğraşmak zorunda kalmadım.Ama sonunda çektiğim korkuya değdi.Bir ara "karşıdan bir araba gelse nasıl geçer?" diye aklımdan geçti.Çok geçmeden bir araba tam karşımıza çıkmaz mı!Daha sonra şeytan rahat bırakmıyor.Aklımdan "bu ıssız yerde biri bize bişey yapsa kimsenin ruhu duymaz" diye de geçti ve arabanın çıkması gibi gerçekleşecek diye çok korktum.
















Sülüklü Göl ün tepeden ve kıyıdan görünümü...





Enes uyandığında göle gelmiştik.Kalkar kalkmaz karşısında gölü görünce çok sevindi ve hemen göle başladı taş atmaya.Enes taş attıkça kıyıda ve suda hiç kurbağa kalmadı.Gitme vakti geldiğinde Enes hala bizimle pazarlık ediyordu "iki tane daha taş atıp gelicem" diye.Zor arabaya bindirdik ve son olarak da hatıra fotosu çektik zorla...






Bol bol kurbağa ve sülük vardı.Kurbağalar güneşlenmek için sahile çıkmışlardı.Biz gittikçe hepsi suya atladılar ve korkudan çıkamadılar.Yol boyunca kaplumbağa,kertenkele vs. hayvanlar bize eşlik etti.














Sülüklü Göl den dönerken karnımız iyice acıkmıştı.Dıştan görünüşü pek de güzel olmayan ancak arkasındaki bahçesinde bir cennet barındıran lokantaya düştü yolumuz.İyiki dış görünüşe bakıp aldanmamışız.Bahçede istemediğin kadar çeşitli meyve ağaçları ve her masanın yanında hamaklar vardı.Üstelik meyve ağaçlarındaki meyvelerden yemek de serbestti.Biz de hemen vişne,dut,erik ve elma ağaçlarına giriştik.Yemekten önce azar azar mideye indirdik dalından koparılmış meyveleri.Çocuklarda geniş mekanın ve hamağın tadını çıkardılar.




Başka bir gün de şark usulü döşenmiş bir çay bahçesine gittik.Orası da çok güzeldi.Emin ilk önce şark köşesinde eğlendi.Daha sonra salıncakta sallandık hep birlikte ve bu çay bahçesinin arka tarafından çektiğim doğa manzarası...





Diğer boş kalan vakitlerde de çimende top oynadılar.











Bol bol dondurma yediler.Enes üç yaşına kadar soğuk diye dondurmayı ağzına vurmamıştı."Buz" diyordu dondurmaya ve yemiyordu.Fakat üç yılın acısını fena çıkardı.Şu an hergün dondurma istiyor ve bazen zor engel oluyorum yemesine.Tabi bu durumdan Emin de nasibini aldı.Abisi üç yaşına kadar tanışmamıştı dondurmayla ama Emin 11. ayında tanıştı ve çok sevdi.Yemek için bu kadar istekli değil fakat dondurma için öyle bir ağzını açıyor ki...Görülmeye değer...



Kuzuluk kaplıcalarının ördeklerinden bir görünüm...




Artık dönüş vakti gelmişti.Fakat denize girmeden İstanbul a dönmek olmazdı.Onun için dönüşte Adapazarı nın Karasu ilçesine gittik.Deniz de tenhaydı hafta içi olduğundan.Bizde bir anlık hevesle geceyi burda geçirelim yarın erken çıkar İstanbul a döneriz diye deniz kenarında kurulmuş çadırlardan kiraladık.Ama durum düşündüğümüz gibi olmadı.Çocuklarla çadırla kalmanın zor olacağını anlamak çok sürmedi ve üç saat sonra çadırı boşaltıp evimizin yolunu tuttuk.








NOT:Çok uzun oldu biliyorum ama arkası yarın şeklinde yazsam daha mı iyi olurdu?


Cümle hataları ve anlatım bozuklukları olabilir.Şimdiden özrü bir borç biliriz.Bir de sayfa düzeni hiçbir zaman istediğim gibi olmuyor.Ben ayarlıyorum."yayınla"dediğimde sayfada benim ayarladığımdan farklı görünüm çıkıyor.Blogger benim ayarı beğenmeyip kendi ayarını yapıyor...:)

14 yorum:

Talha ile Eymen'in annesi dedi ki...

sonunda yeni yazı :D
çok güzel yerlermiş... ne iyi etmişin oraya gitmekle. bak bol bol gezmişsin :D
bu arada bazı fotolar görünmüyor...
talha da pazarlık yapıyor bizle her akşam dondurma almazsak parktan çıkmıyor. bitaneyle de doymuyor. eve gelip dolabın içine düşüyor. dondurma diye :D

bu arada geçmiş olsun... en yakın zamanda alın bir modem... bu bıdıklardan ayrı kalmaya dayanamam :D

Esra dedi ki...

İnşaallahinternet ve blog dünyasından ayrılığın çok uzun sürmez Sühendan..
Resimler çok güzel,anlatımın da tabi..
Bence hiç de uzun yazmadın,sayfa düzenin de güzel,sen yaz yeter ki gerisi önemli değil:)

gül dedi ki...

ben de esra'ya katılıyorum yaz yeter ki nasıl göründüğü önemli değil o yüzden de hemen modem işini çözün
güzel yerler gezmişsiniz ama dediğin gibi ilkbahar ya da sonbaharda gidilecek yerlermiş ama yine tatil olsun da nasıl olursa olsun değer
hoşgeldin evine..

Kuaybe dedi ki...

Sühendancım, gerçekten çok güzelmiş gittiğiniz yerler.. Fotoğraflara baktıkça bayıldım..

Sülüklü Göl'de sülük var mıydı bari :P

Anlaşılan Emincik iyileşmiş, maşallah.. Bu sünnet işini de atlattık be kardeş :))

İnşaallah modem hemen yenilenir ve kendiniz çok özletmezsiniz..

İmza: Bir başka dondurma canavarının annesi :)

Elif dedi ki...

Sühendan fotolar bir harika .İnsan bakmaya doyamıyor.Çocuklarla tatile çıkman doğrusu büyük cesaret.İnşallah bende bu cesareti gösterebilirim.
ben çocukları dondurmaya hiç alıştırmadım.Hasta olacaklar korkusu daha ağır bastı.ama yazdıklarını okuyunca artık dondurmayı öğretsem mi demeye başladım.

Elif dedi ki...

yeter artık yaa yazdığım yorumlar bir türlü ulaşmıyor

AYSUN dedi ki...

Maalesef bazı resimleri göremedim sühendan:( Güzel bir tatil olmuş herşeye rağmen. Darısı başımıza.

muko dedi ki...

ne güzel tatilinizi yapıp gelmişsiniz fotoğraflarda süper ama bazılarını göremedim haberin olsun görünmüyor..

ahmetselimveannesi dedi ki...

Yorucu ama guzel bir tatil olmus. Akyazı tarafı cok guzel, hele yesilligi..En guzeli cocuklarda sehir hayatindan sonra tam da doganin ortasinda dinlenmisler annesi :)
Tatil donusu sizi bekleyen isler icin de ayrica kolaylıklar diliyorum :)
selamlar

Elif dedi ki...

çok güzel bir gezi olmuş resimler harika son zamanlardaki yorgunluğunu atmışsındır.

kuzulukta çok hatıram var.en aklımdan silinmeyen küçüklüğümden beri içimde ukdedir bisiklet kullanmak.baktım orda bisiklet kiralanıyor ortalık da tenha.o kadar istemişim ki yarım saatte öğrendim.doyasıya bisiklet zevkini yaşadım.ama o gün bugündür daha da binmek kısmet olmadı.
Emre dondurma hastası aynı emin gibi 7 8 aylıktı tanıştığında.

çadırda kalmak çok ilginç ve güzel geldi.ama gece böcek falan gelebilir ya ben korkarım:)

(bence html düzenle kısmı var orayı tıklayıp yazarsan istediğin şekilde çıkar yazın)

beyzanın annesi dedi ki...

Oh oh ne güzel eğlenmiş çocuklar.
deniz ve havuz olsaydı belki böyle oynayamazlardı.çadır sefanızda yarım kalmış ,çok zor olduğu kesin 2 çocukla.

neyse yeni yazılarınızı bekliyoruz .sayfa düzeninizde harika:)))) yazın yazın......

уαѕємin... dedi ki...

ne güzel gezmiş eğlenmişsiniz en çokta çocuklara yaramış anlaşılan :))

iki tane dondurma canavarıda bende var

arayı açmayın benimde bazen yazı düenlemelerinde öyle oluyor satır aralarında boşluk bırakıyorum o birleştirerek yazıyor gıcık bir durum

öpüyoruz canım

damlasakızlıkurabiyem dedi ki...

gidip göremediğimiz yerleri sayenizde görmüş kadar olduk.emeğinize sağlık.özellikle sülüklügöl resimlerine bayıldım.cennetten bir köşe sanki.sağlıcakla kalın...

YAVRU KUŞUN ANNESİ ANNEKUŞ(*YASEMİN*) dedi ki...

SÜHENDAN,
Çok güzel bir gezi olmuş bu.
Fotolar süper.
Sülüklü gül çok ilginç.
Çocuklar bir sürü hayvanla da tanışmış.
Çimenlerin üstündeki fotolarını çok beğendim.
Bir de hani o istediğin ağaçtan yemenin serbest olduğu yere ben kesin gitmeliyim:)