EBE - SOBE
Sobe konusu: Küçükken dinlediğiniz şarkılar ve şu an size hissettirdikleri...
Küçüklüğümle ilgili aslında çok fazla şey hatırlamıyorum.Kötü de geçmedi aslında küçüklüğüm ama nedense hatırladığım bazı kareler var.Onları da çok silik olarak hatırlıyorum.Doğumla mı unuttum acaba diye dişünüyorum bazen kendi kendime...
Zihnimi bayağı zorladım.Ancak ortaokul yıllarını hatırlayabiliyorum.Daha önceleri ne dinlediğimi hatırlayamadım.Ortaokul yıllarıma denk gelen ergenlik döneminde "Tarkan" ve "Tayfun" furyası hakimdi.Ben de Tarkan ın "Kıl oldum abi" , Tayfun un ise "hadi yine iyisin " diye söylediği şarkıları hatırlıyorum.Bir de Burak kut un "Sen sevdiğimdin,bebeğimdin,neden ayrıldık....diye başlayıp devam eden şarkısı aklımda.
Şu an bu şarkıları duyduğumda bana hiçbirşey hissettirmiyorlar.Şuan ki zevklerime hiç hitap etmiyor bu şarkılar.O zamanları düşünüp de "nasıl dinlemiş bu şarkıları"diye içimden geçirmeden edemiyorum.Gençlik işte...
Annem in bayram sabahları erkenden "Bugün bayram ,erken kalkın çocuklar.Giyinelim en güzel giysileri.Üzmeyelim bugün annemizi..." diye söylediği şarkı ise her bayramda beni tebessüm ettirerek o günlere gitmemi sağlar.Ben de anne olarak çocuklarımı bayram sabahları böyle kaldırıyorum.
Hatırlayabildiklerim bunlardan ibaret...
25 Mart 2008 Salı
Çok mutlıyum,çok heyecanlıyım,çok.............,çok...................
Şimdi bu mutluluğun sebebini soracak olursanız;
Benim bir senedir - evet,evet tam bir sene- Enes e kazandırmaya çalıştığım tuvalet eğitimiyle alakalı.En çok korktuğum iki mesele vardı.Sütten kesme ve tuvalet eğitimi.Sütten kesme bir o kadar kolay oldu ama tuvalet eğitimi için aynı şeyi söylemem imkansız...
Şu an için "hele şükür kazandı "diyebilirim.Emin e altı aylık hamileyken başlamıştım ve hamileliğin vermiş olduğu zorlukla birlikte,tuvalet eğitimi de fiyaskoyla sonuçlanmıştı.Daha sonra Emin doğunca tekrar denedik.Ama kardeş altına yapıyor ve seviliyor.Enes altına yapmıyor ama sevilmiyor (!) yine ters tepti.
Şimdi kendi isteğiyle ve kararlı olarak "Altıma bez bağlamanı istemiyorum." diyor.Bu durum beni çok mutlu ediyor.Ama korkuyorum.Daha önce de söyleyip tekrar tekrar başa dönmelerimiz çok olduğu için...:(
İşte mutluluğumun sebebi budur arkadaşlar.Allah tuvalet eğitimi kazandıracak olan arkadaşlara kolaylık versin...:P
...........................................................................................
Biz bu hafta başı itibariyle iyileştik arkadaşlar.Emin le başlayan virüs maceramız Enes ve babasıyla son buldu.En son eşime de bulaştı.Ben, neyse ki sadece -kusma ve ishal görmekten- mide bulantılarıyla atlattım bu dönemi.Eşim dinlenmeye fırsat bulamadığından ve şeker hastası olduğundan bünyesi kaldırmadı.Serum takılarak ancak bu dönemi atlattı..:(
Bu günlük de bu kadar günlük.Enes arka odadan bağırıyor.Emin de uyuyor.Ben de biraz Enes le ilgileneyim.
Şimdi bu mutluluğun sebebini soracak olursanız;
Benim bir senedir - evet,evet tam bir sene- Enes e kazandırmaya çalıştığım tuvalet eğitimiyle alakalı.En çok korktuğum iki mesele vardı.Sütten kesme ve tuvalet eğitimi.Sütten kesme bir o kadar kolay oldu ama tuvalet eğitimi için aynı şeyi söylemem imkansız...
Şu an için "hele şükür kazandı "diyebilirim.Emin e altı aylık hamileyken başlamıştım ve hamileliğin vermiş olduğu zorlukla birlikte,tuvalet eğitimi de fiyaskoyla sonuçlanmıştı.Daha sonra Emin doğunca tekrar denedik.Ama kardeş altına yapıyor ve seviliyor.Enes altına yapmıyor ama sevilmiyor (!) yine ters tepti.
Şimdi kendi isteğiyle ve kararlı olarak "Altıma bez bağlamanı istemiyorum." diyor.Bu durum beni çok mutlu ediyor.Ama korkuyorum.Daha önce de söyleyip tekrar tekrar başa dönmelerimiz çok olduğu için...:(
İşte mutluluğumun sebebi budur arkadaşlar.Allah tuvalet eğitimi kazandıracak olan arkadaşlara kolaylık versin...:P
...........................................................................................
Biz bu hafta başı itibariyle iyileştik arkadaşlar.Emin le başlayan virüs maceramız Enes ve babasıyla son buldu.En son eşime de bulaştı.Ben, neyse ki sadece -kusma ve ishal görmekten- mide bulantılarıyla atlattım bu dönemi.Eşim dinlenmeye fırsat bulamadığından ve şeker hastası olduğundan bünyesi kaldırmadı.Serum takılarak ancak bu dönemi atlattı..:(
Bu günlük de bu kadar günlük.Enes arka odadan bağırıyor.Emin de uyuyor.Ben de biraz Enes le ilgileneyim.
17 Mart 2008 Pazartesi
ENES KRUP - EMİN ROTA VİRÜSÜ
Evet.İlk önce Emin rota virüsü oldu.Perşembe gecesi başlayan kusmaya, sabah ateş ve ishal eşlik etti.Neyse ki akşama doğru kusması bitti.Cumartesi günü de ateşi kalmadı ama ishal hala devam ediyor.Gerekli sıvıyı aldığı için serum takılmadı.Evde iyileşmesini bekliyoruz.
Cumartesi gecesi de saat 1.30 Enes ağlayarak bir uyandı ki...Krup olmuş.Artık tecrübeli sayılıyorum.Eskiden her ay olurdu ve geceyi zeynepkamil de buhar alarak geçirirdik.Neyse ki, artık evimizde buhar aleti var da ihtiyacımız olduğunda onu kullanıyoruz.
Cumartesi günü arkadaşları sokağa çıktığı için Enes de çıkmak istedi ve ben de izin verdim.Bayağı oynadı.Ben arada camdan bakıyorum ne yapıyor diye...Bir baktım ki Enes bahçedeki uzayan çimleri biçiyor elleriyle.Eyvah ! dedim.Camdan bağırıyorum ama dinleyen kim.Çocuk çimen yemeği yapıyor:) Dinler mi beni.Aslında çimenle oynamasına kızmam ama yapılan alerji testinde çayır-çimen alerjisi çıktığı içindi bu tepkim.Ondan mı oldu,ya da o tetikledi mi bilmiyorum ama gecesinde de krup oldu:( Hala devam eden öksürüğü var.
............................................................................
Bu arada Enes e bilgisayarı yasakladım.Yasakladım derken sadece günde üç kere (sabah-öğle-akşam) yarımşar saat izlemesine izin veriyorum.Tabi ki bu durumdan herkes rahatsız.Enes daha çok izlemek istediği için kızgın.Emin yediği dayakların sayısı arttığı için kızgın.Ben ise ikisini öyle gördüğüm ve sürekli başlarını beklediğim için kızgınım.Mazeretimiz var "ASABİYİZ biz " :P
Bilgisayar kapanınca Enes biraz oyuncaklarına ilgi duymaya başladı.Biraz da bana yardım etmek istediği için ev işlerine...:)
Geçen gün toz alıyordum.Enes de bana yardım etmek istediğini söyledi.Ben de "iyi bari et" dedim.Ben siliyorum,o da arkamdan kuruluyor.Ben "teşekkür ederim oğlum bana yardım ettiğin için, sen olmasaydın ben bu kadar işi tek başıma bitiremezdim,ne güzel kuruluyorsun" dedikçe Enes -tabiri caizse- kendinden geçti.Bir ara ortalıktan kayboldu.Ne yapıyor diye bakmaya gittim.Hızını alamayan Enes gümüşlüğün de tozunu silmeye kalkmııııııışşşşşş............
İşte günlerimiz böyle geçiyor arkadaşlar...:) :(
Evet.İlk önce Emin rota virüsü oldu.Perşembe gecesi başlayan kusmaya, sabah ateş ve ishal eşlik etti.Neyse ki akşama doğru kusması bitti.Cumartesi günü de ateşi kalmadı ama ishal hala devam ediyor.Gerekli sıvıyı aldığı için serum takılmadı.Evde iyileşmesini bekliyoruz.
Cumartesi gecesi de saat 1.30 Enes ağlayarak bir uyandı ki...Krup olmuş.Artık tecrübeli sayılıyorum.Eskiden her ay olurdu ve geceyi zeynepkamil de buhar alarak geçirirdik.Neyse ki, artık evimizde buhar aleti var da ihtiyacımız olduğunda onu kullanıyoruz.
Cumartesi günü arkadaşları sokağa çıktığı için Enes de çıkmak istedi ve ben de izin verdim.Bayağı oynadı.Ben arada camdan bakıyorum ne yapıyor diye...Bir baktım ki Enes bahçedeki uzayan çimleri biçiyor elleriyle.Eyvah ! dedim.Camdan bağırıyorum ama dinleyen kim.Çocuk çimen yemeği yapıyor:) Dinler mi beni.Aslında çimenle oynamasına kızmam ama yapılan alerji testinde çayır-çimen alerjisi çıktığı içindi bu tepkim.Ondan mı oldu,ya da o tetikledi mi bilmiyorum ama gecesinde de krup oldu:( Hala devam eden öksürüğü var.
............................................................................
Bu arada Enes e bilgisayarı yasakladım.Yasakladım derken sadece günde üç kere (sabah-öğle-akşam) yarımşar saat izlemesine izin veriyorum.Tabi ki bu durumdan herkes rahatsız.Enes daha çok izlemek istediği için kızgın.Emin yediği dayakların sayısı arttığı için kızgın.Ben ise ikisini öyle gördüğüm ve sürekli başlarını beklediğim için kızgınım.Mazeretimiz var "ASABİYİZ biz " :P
Bilgisayar kapanınca Enes biraz oyuncaklarına ilgi duymaya başladı.Biraz da bana yardım etmek istediği için ev işlerine...:)
Geçen gün toz alıyordum.Enes de bana yardım etmek istediğini söyledi.Ben de "iyi bari et" dedim.Ben siliyorum,o da arkamdan kuruluyor.Ben "teşekkür ederim oğlum bana yardım ettiğin için, sen olmasaydın ben bu kadar işi tek başıma bitiremezdim,ne güzel kuruluyorsun" dedikçe Enes -tabiri caizse- kendinden geçti.Bir ara ortalıktan kayboldu.Ne yapıyor diye bakmaya gittim.Hızını alamayan Enes gümüşlüğün de tozunu silmeye kalkmııııııışşşşşş............
İşte günlerimiz böyle geçiyor arkadaşlar...:) :(
12 Mart 2008 Çarşamba
İçimiz - Dışımız SÜNGERBOB KAREPANTOLON ... :P
.....................................................................................
Kedime inanamıyorum.Bana sorsalar; ya da birinin çocuğunun çok televizyon veya bilgisayar izlediğini görsem zararlı olduğunu söylerdim. Ama Enes gününün neredeyse bütün kısmını bilgisayarda süngerbob izleyerek geçiriyor ve bu vicdan azabı da bana yetiyor.Babası internetten indirdi.Yetmişdört bölüm dizi halinde.İzlemekten de bıkmadı.Bana artık öğğ geldi.Bir de durup durup aynı bölümleri izliyor.Dayanamıyorum.
Aslında izlemesine engel olabiliyorum.Ama bilgisayar kapanır kapanmaz sanki kardeşi bu eve yeni gelmiş gibi çocuğa dadanıyor.Emin zaten sulugöz ve çok nazlı:( Daha abisini uzakta görse ağlamaya başlıyor ki ;bir de Enes yanına gittiğinde iş iyice zorlaşıyor.Enesle resim yapıyoruz.En fazla 10 dakika;kitap okuyoruz,en fazla 15 dakika sürüyor.Sabah 6.50 de uyanınıca gün zaten bitmiyor.Çıkmazdayım.Bilgisayarda uzun süre çizgi film izletsem Enes e zarar,kapatsam Emin e zarar...İki ucu....................
Gittiğimiz yerlerde de televizyon varsa orada da ya yumurcak tv veya kanal d çocuk...Mutlaka bişey buluyor.Ben de daha çok çocuklarla birlikte oynamasını istiyorum.Hem sosyalleşme açısından,hem birşeyler paylaşma açısından...Olmuyor,olmuyor...
Anaokuluna göndermeyi düşünüyorum.Bu konuda da nasıl fikrimin değiştiğine inanamıyorum.Anaokulunda çalışırken okula gelen üç yaşında,annesi çalıştığı için mecburen okula gelen çocuklara acırdım.Annelerinden zorlukla ayrılır,arkasından gözyaşı dökerlerdi "anne" diye...Gerçi sonra susarlardı ve okula alıştıktan sonra güle oynaya geldikleri bile olurdu.Ama gözüme küçük gelirdi o anne kuzuları.Şimdi ise benim üçbuçuk yaşındaki oğlum gözüme büyük geliyor ve okula gidebilir diye düşünüyorum. (Bir bebek bendeki duyguları da nasıl değiştirmiş.) Enes de hiç gitmek istemiyor okula."Ne zaman gideceksin okula?" diyorum da hemen cevabı veriyor "gitmeyeceğim" diye...
Gelelim Emin Bey e...
Oğlumuz iki kolu üzerinde döne döne evi talan ediyor.Abisini arabaları,tahta oyuncaklar ne varsa döküp ağzına koyuyor.Onun için yanlız bırakmaya korkuyorum.Zaten odadan çıksam da ağlama başlıyor.Yanımda mutfağa götürüyorum.Mama sandalyesinde yemek yerken duruyor.Ama iş yapmak için bıraktığımda çok sıkılıyor.
Sonunda mama sandalyemizi aldık.Aldığımız günden beri rahat yemek yiyebiliyorum.Yoksa emin kucağımda yemeklere atlıyor,Enes "beni yedir" diye ağlıyor çoğu zaman yemeden kalkıyordum masadan.Mama sandalyesi gerçekten büyük rahatlıkmış.
.....................................................................................
Bu arada kendime atkı gibi bişey başlamıştım.Şu ana onu bitirdim.Şimdi de Emin e tığ şişten battaniye yapıyorum.Ne yapayım.Ben dedim...Kuaybe ve Sabahnur...Beni de heveslendiriyorsunuz diye:) Tabi ki sadece biryere gittiğimde ve Emin i uyuması için ayağımda sallarken yapıyorum.
Bu resmi çektiğimde daha yeni başlamıştım.Ama şimdi bitirdim.Başladığım günden beri bloğa koyacağım diye bekliyordu:)
Yarın liseden arkadaşlarım yuva açıyor.Yuvanın açılışına gideceğim inşaallah.Belki enes de sever de okula gitmek ister.
NOT:Bazen çocuklardan fırsat bulamıyorum ve yorumlara cevap yazamıyorum.Kusura bakmayın olur mu?
Tam yazımı yazıp "yayınla" diyecektim ki ;oturduğum sandalye bir ileri,bir geri gidiverdi.İlk önce Enes yaptı sandım.Aslında deprem olduğunu anladım ama anlamamazlıktan geliyorum.Evde çocuklarla yalnızım.Enes benden uzakta oyun oynuyordu.Deprem olduğu kesindi.Elim ayağım birden titremeye başladı.Bütün afetlerden çok korkuyorum.Allah ım bir daha yaşatma.İnsan kendini değil o an hemen çocuklarını düşünüyor.
5 Mart 2008 Çarşamba
GEÇ KALMIŞ SOBE...
Nefesimi kesen/kesecek anlar ...
İlk olarak aklıma gelen :Ben ikinci doğumumda birinciden daha deneyimliyim ya;son ana kadar evde sancımı çektim.Doğum masasında ilk seferde doğsun diye bütün enerjimi topladım ve elimden geleni yaptım ama olmadı.İşte o zaman bütün gücümü ilk seferde harcadığım için nefesim kesilir gibi oldu...:(
Enes i Emin in üzerine çıktığını , ağzını eliyle kapatıp nefessiz bıraktığını gördüğüm an nefesim kesilir gibi oluyor.
Geçen gün kardeşim rahatsızlanmıştı ve doktor ciddi bir hastalıktan şüphelenerek doppler istedi.işte o doppler çekilip de doktor sonuçları bize söyleye kadar resmen nefesim kesildi.( Neyse ki korkulacak bişey çıkmadı.Allah a şükür.)
Eşimin canlı yayında yada tüm akrabalarının toplandığı bir yerde "seni seviyoooooruuuummm"demesi nefesimi keserdi herhalde:)
Çocuklarımın ilk okula başlayacakları gün,üniversiteden diplomalarını alıp kep fırlattıkları gün, nefesimi kesen anlardan olurdu.
Kabeyi ilk kez o ihtişamıyla gördüğüm an nefesim kesilir gibi oldu.
ASLINDA Yapabileceğim HALDE Şimdiye KADAR Ertelediğim ŞEYLER:
Aslında çocuklar bahane mi bilmiyorum ama ev işi.Hergün niyet ediyorum yapıcam diye ama olmuyor.Birgün süpürsem aynı gün silemiyorum.
Kpss sınavına girmek.Bir türlü çalışıp giremedim şu sınava.İnşaallah bu sene girmeyi düşünüyorum.
İş aramak.Bir türlü iş başvurusu yapmaya gitmiyorum hiçbir yere.Sanki iş benim ayağıma gelecek te:) Enes olana kadar bir anaokulunda çalışıyordum.Şimdi yine çocuklarımdan ayrılmadan çalışabileceğim tek iş anaokulunda çalışmak.
İki çocukla tek başıma araba kullanmak.Bunu da bir türlü denemedim.Ama en kısa zamanda hayata geçiricem bu isteğimi.
Bir daha dünyaya gelseydim...
Yine ben olarak gelmek isterdim.Allah a şükür halimden memnunum.Mutluyum.Eşim,çocuklarım,akrabalarım,arkadaşlarım ve blog dostlarımla hayat çok güzel...
Nefesimi kesen/kesecek anlar ...
İlk olarak aklıma gelen :Ben ikinci doğumumda birinciden daha deneyimliyim ya;son ana kadar evde sancımı çektim.Doğum masasında ilk seferde doğsun diye bütün enerjimi topladım ve elimden geleni yaptım ama olmadı.İşte o zaman bütün gücümü ilk seferde harcadığım için nefesim kesilir gibi oldu...:(
Enes i Emin in üzerine çıktığını , ağzını eliyle kapatıp nefessiz bıraktığını gördüğüm an nefesim kesilir gibi oluyor.
Geçen gün kardeşim rahatsızlanmıştı ve doktor ciddi bir hastalıktan şüphelenerek doppler istedi.işte o doppler çekilip de doktor sonuçları bize söyleye kadar resmen nefesim kesildi.( Neyse ki korkulacak bişey çıkmadı.Allah a şükür.)
Eşimin canlı yayında yada tüm akrabalarının toplandığı bir yerde "seni seviyoooooruuuummm"demesi nefesimi keserdi herhalde:)
Çocuklarımın ilk okula başlayacakları gün,üniversiteden diplomalarını alıp kep fırlattıkları gün, nefesimi kesen anlardan olurdu.
Kabeyi ilk kez o ihtişamıyla gördüğüm an nefesim kesilir gibi oldu.
ASLINDA Yapabileceğim HALDE Şimdiye KADAR Ertelediğim ŞEYLER:
Aslında çocuklar bahane mi bilmiyorum ama ev işi.Hergün niyet ediyorum yapıcam diye ama olmuyor.Birgün süpürsem aynı gün silemiyorum.
Kpss sınavına girmek.Bir türlü çalışıp giremedim şu sınava.İnşaallah bu sene girmeyi düşünüyorum.
İş aramak.Bir türlü iş başvurusu yapmaya gitmiyorum hiçbir yere.Sanki iş benim ayağıma gelecek te:) Enes olana kadar bir anaokulunda çalışıyordum.Şimdi yine çocuklarımdan ayrılmadan çalışabileceğim tek iş anaokulunda çalışmak.
İki çocukla tek başıma araba kullanmak.Bunu da bir türlü denemedim.Ama en kısa zamanda hayata geçiricem bu isteğimi.
Bir daha dünyaya gelseydim...
Yine ben olarak gelmek isterdim.Allah a şükür halimden memnunum.Mutluyum.Eşim,çocuklarım,akrabalarım,arkadaşlarım ve blog dostlarımla hayat çok güzel...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)